İçindekiler
Yargıtay, çok tartışılacak bir karara imza atarak, sürücünün alkollü olmasını sigorta bedelinin ödenmemesi için tek başına yeterli saymadı. Emsal oluşturacak karara göre, sigorta şirketleri sürücü alkollü olsa da oluşan hasarı ‘kusuru olmaması halinde’ ödemek zorunda kalacak.
========================
T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2018/4623
K. 2018/11940
T. 10.12.2018
* ZORUNLU KASKO SİGORTA POLİÇESİNDEN KAYNAKLANAN TAZMİNAT ( Hasarın Teminat Dışı Kalabilmesi İçin Sürücünün Sadece Alkollü Olması Yetmeyip Kazanın Münhasıran Alkolün Etkisinde Oluşması Gerektiği Yargıtay’ın Yerleşik Uygulamalarında Sürücünün Aldığı Alkol Oranının Doğrudan Doğruya Sonuca Etkisi Bulunmadığından Kazanın Salt Alkolün Etkisiyle Gerçekleşip Gerçekleşmediğinin Alkol Dışında Başka Unsurların da Olayın Meydana Gelmesinde Rol Oynayıp Oynamadığının Saptanması Gerektiği )
* HASARIN KASKO SİGORTA POLİÇESİ TEMİNAT KAPSAMINDA OLUP OLMADIĞININ TESPİTİ ( Kaza Tespit Tutanağında Sigortalı Araç Sürücüsüne Kavşaklarda Geçiş Önceliğine Uymadığından ve Alkollü Araç Kullandığından Asli Karşı Araç Sürücüsüne Kavşağa Yaklaşırken Hızını Azaltmadığından Tali Kusur Verildiği/Kaza Sırasında Sigortalı Araç Sürücüsünün 1.83 Promil Alkollü Olduğu Saptanmış İse de Sürücünün Alkollü Olması Yalnız Başına Hasarın Teminat Dışı Kalmasını Gerektirmeyeceği )
* SÜRÜCÜNÜN ALKOLLÜ OLMASI ( Tazminat – Sürücünün Alkollü Olması Yalnız Başına Hasarın Teminat Dışı Kalmasını Gerektirmeyeceği/Kazanın Salt Alkolün Etkisiyle Oluşması ve Başka Etmenlerin Bulunmaması Gerektiği ve Dosya Kapsamından Davacıya Ait Araç Sürücüsünün Tek Başına Kazaya Sebebiyet Vermediği Dava Dışı Sürücünün de İkinci Derece Kusurlu Davranışı İle Olaya Katılımının Bulunduğu Dolayısıyla Kazanın Münhasıran Alkolün Etkisiyle Meydana Gelmediği Anlaşılmakla Rizikonun Teminat Kapsamında Kaldığı )
6847/m.19
2918/m.48/6
6102/m.1281
ÖZET : Dava, Zorunlu Kasko Sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, trafik kazasının salt alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği, dolayısıyla hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalıp kalmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Hasarın teminat dışı kalabilmesi için sürücünün sadece alkollü olması yetmeyip kazanın münhasıran alkolün etkisinde oluşması gerekmektedir. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK.’nun 1281.maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkol oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, kazanın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerektiği benimsenmektedir. Kaza tespit tutanağında; sigortalı araç sürücüsüne kavşaklarda geçiş önceliğine uymadığından ve alkollü araç kullandığından asli, karşı araç sürücüsüne kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından tali kusur verilmiştir.Sigorta Tahkim Komisyonunca hükme esas alınan bilirkişi raporunda da; davacının maliki bulunduğu araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %75 oranında, karşı araç sürücüsünün,%25 oranında kusurlu olduğu belirtildikten sonra, kazanın sigortalı araç sürücüsünün münhasıran alkollü olmasından meydana gelmediği ifade edilmiştir.Kaza sırasında sigortalı araç sürücüsünün 1.83 promil alkollü olduğu saptanmış ise de, sürücünün alkollü olması yalnız başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Kazanın salt alkolün etkisiyle oluşması ve başka etmenlerin bulunmaması gerekir.Dosya kapsamından ve bilirkişi raporlarından, davacıya ait araç sürücüsünün tek başına kazaya sebebiyet vermediği, dava dışı sürücünün de ikinci derece (%25) kusurlu davranışı ile olaya katılımının bulunduğu, dolayısıyla kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmediği anlaşılmaktadır.Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, rizikonun teminat kapsamında kaldığı kabul edilerek, istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun kabulüyle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna sunduğu dava dilekçesi ile; davacı adına kayıtlı araca, … Sigorta Şirketi tarafından … Poliçesi ile sigortalanan aracın 23/08/2015 tarihinde çarpması şeklinde trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davacıya ait aracın %75 oranında, diğer aracın %25 oranında kusurlu olduğunu, kaza sonrasında diğer aracın sigorta şirketi tarafından davacıya kusuru oranında indirim yapılarak tazminat ödendiğini, davacıya ait aracın kaza tarihi itibarıyla davalı …Ş. tarafından Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış olduğunu, araçtaki hasarın ödenmesi için davalı … şirketine yapılan başvurunun kazanın alkolün etkisiyle meydana gelmiş olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, ancak kazanın münhasıran alkolden kaynaklanmadığını, bu nedenle talebin kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunduğunu belirterek karşı tarafın sigorta şirketinden aldıkları tazminat düşülmek suretiyle aracında meydana gelen hasar tutarındaki tazminatın davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davacı tarafından sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine gerçekleştirilen araştırma sonucunda; kazanın araç sürücüsünün alkollü olmasından kaynaklandığının tespit edildiğini,münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelen kaza nedeniyle tazminat talebinin teminat dışı olduğunu, talebin reddine karar verilmesini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; alınan alkolün olayda münhasıran etkili olmadığı gerekçesiyle davacının talebinin kısmen kabûlüne, kusur oranına göre belirlenen 48.750,00 TL hasar bedelinin 21/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı …Ş’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı … vekilince yapılan itiraz üzerine, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiş; karara karşı davalı … vekilince süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 8. Dairesi tarafından, hakem heyetince davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı bulunarak, davacının istinaf talebinin kabulüne,Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 06/02/2017 tarih ve 2016/İ.3679-2017/İHK-414 Sayılı kararının kaldırılmasına davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Zorunlu Kasko Sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, trafik kazasının salt alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği, dolayısıyla hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalıp kalmadığı noktalarında toplanmaktadır.
6847 Sayılı Kanunun 19. maddesiyle değişik 2918 Sayılı KTK.’nun 48/6.maddesinde; ”Yapılan tespit sonucunda 1.00 promil ve üstü alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179. maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” düzenlemesi ve TCK.nın 179/3 maddesinde ise “Alkol veya uyşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki madde hükmüne göre cezalandırılır.” düzenlemesi ve Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5 maddesinde yer alan; Taşıtın uyuşturucu maddeler veya Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar” düzenlemesi karşısında %100 kusurlu olup 1.00 promil ve üstü alkollü sürücülerin emniyetli araç sevk ve idare edemeyecek durumda olmaları nedeniyle meydana gelen zarar münhasırlık raporu aranmadan sigorta teminatı kapsamı dışında sayılacaktır. Kasko sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması ya da tam kusurlu olmaması durumunda, trafik kazasının oluşumuna sadece sürücünün alkollü olması değil başka sebeplerinde etken olması nedeniyle meydana gelen zarar kasko sigortası teminat kapsamı içinde sayılacaktır.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için sürücünün sadece alkollü olması yetmeyip kazanın münhasıran alkolün etkisinde oluşması gerekmektedir. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK.’nun 1281.maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkol oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, kazanın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerektiği benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün ve 2005/11-624-713; YHGK 10.12.2014 gün ve 2013/17-1199 E. 2014/1018 K. sayılı ilamları).
Kaza tespit tutanağında; sigortalı araç sürücüsüne kavşaklarda geçiş önceliğine uymadığından ve alkollü araç kullandığından asli, karşı araç sürücüsüne kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından tali kusur verilmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonunca hükme esas alınan bilirkişi raporunda da; davacının maliki bulunduğu araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %75 oranında, karşı araç sürücüsünün,%25 oranında kusurlu olduğu belirtildikten sonra, kazanın sigortalı araç sürücüsünün münhasıran alkollü olmasından meydana gelmediği ifade edilmiştir.
Kaza sırasında sigortalı araç sürücüsünün 1.83 promil alkollü olduğu saptanmış ise de, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, sürücünün alkollü olması yalnız başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Kazanın salt alkolün etkisiyle oluşması ve başka etmenlerin bulunmaması gerekir.
Dosya kapsamından ve bilirkişi raporlarından, davacıya ait araç sürücüsünün tek başına kazaya sebebiyet vermediği, dava dışı sürücünün de ikinci derece (%25) kusurlu davranışı ile olaya katılımının bulunduğu, dolayısıyla kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, rizikonun teminat kapsamında kaldığı kabul edilerek, istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, dosyanın karar veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 10.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.